Ay-Yıldız Sembolü
Hilal şeklinde bir ay figürü ve yeşil renk insanlarda İslam dini imajını çağrıştırır. Bu çağrışımı yaratan en büyük etken Kızılay ve Kızılhaç kuruluşlarının amblemleridir. Halbuki ne ay-yıldızın ne de yeşil rengin İslamiyetle doğrudan ilişkisi vardır. İslam dininin felsefesine göre Allah'ı temsil edecek bir sembol, figür veya rengi kullanmak hem yanlıştır hem de büyük günahtır.
Yeşil renk tabiatın rengidir ve cennet imajı ile özdeşleştirilir. Aslında yeşil renk İslam dünyasından ziyade Araplar için önem taşır. Çölün ortasında, hayat ve umut demek olan vahaların yeşil renkleri İslamiyetten çok önceleri bile Araplar için iyi şansın, bereketin ve gençliğin simgesi idi.
İslamiyet kendisini hiçbir özel sembol, eşya ve renkle özdeşleştirmez ama İslamiyet'in doğuşu sırasında yapılan savaşlarda bir bayrak, flama veya en azından dostu düşmandan ayırt edebilecek bir amblem gerekiyordu.
Hz. Peygamber, bu savaşlarda farklı renklerdeki bayrakları, savaşa iştirak eden her kavim de kendi bayrağını taşıdı ama hicretin birinci yılı yapılan savaştaki beyaz bayrak hariç ana bayrağın rengi hep siyah oldu. Bu bayrak Kureyş kabilesinin 'Al-Uqaab' (Ukab) denilen bayrağı ile aynıydı.
Hz. Muhammed'den sonra gelen dört halife de siyah bayrak kullandılar. Emeviler bazen beyaz bayrak kullandılar ama Abbasiler siyah bayrak kullanma geleneğini yüzyıllar boyu sürdürdüler.
'Sancak-ı Şerif olarak bilinen bu siyah bayrak Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı almasıyla Osmanlılara geçti. Önce Şam'da sonra İstanbul'da kutsal emanetler arasında muhafaza edilen Sancak-ı Şerif savaşlara ve Mekke'ye götüre getirile zamanla eskidi ve yıprandı. Parçaları yeşil ipekli kumaştan yapılan üç sancağın üzerine dikildi. Bu yeni şeklinden ve kılıfının yeşil olmasından dolayı on sekizinci yüzyıldan sonra 'yeşil sancak' olarak tanındı. Müslümanları yeşil sancak altında toplama sloganının kökeni de aslında siyah olan bu sancaktır.
Günümüz Müslümanları için yeşil rengin kutsallığı daha çok hadislere dayanıyor. Hadislerde Hz. Muhammed'in yeşil rengi sevdiğini bizzat söylediği, yeşil kıyafet ve başlık kullandığı belirtiliyor. Bu nedenle bir kısım Müslümanlar yeşil rengi Hz. Muhammed'in rengi olarak görüyorlar
İslam ülkeleri bayraklarının yeşil renge duyulan sevgiden etkilendikleri pek söylenemez. Düz yeşil bayrağı bir tek Libya kullanır. Suudi Arabistan ve BAE bayrakları da yeşildir ama üzerlerinde motifler vardır. Diğer Arap ülkeleri, bayraklarında genellikle siyah, beyaz ve kırmızı renkleri kullanırlarken sadece Tunus ve Cezayir'in bayraklarında ay-yıldız figürü vardır.
Ay-yıldız sembolünün kökeni o kadar eskidir ki başlangıç noktası hakkında kesin bir şey söylenemez. Asya, Mezopotamya hatta Kuzey Amerika uygarlıklarında rastlanılan ay-yıldız motifleri konusunda tarihi belgeler, efsaneler ve hikayeler birbirlerine o kadar karışmışlardır ki ne kadarı gerçek ne kadarı rivayet ayırmak mümkün değildir.
Osmanlıların ay-yıldız figürünü sembol olarak seçmeleri konusunda da iki farklı görüş vardır. Biri İstanbul'u devraldıkları Bizans'la, diğeri de Orta Asya ile ilgilidir.
Birinci görüşe göre İstanbul (o zamanki adı ile Constantinople) Doğu Roma İmparatorluğunun ve Bizans'ın başkenti iken Makedon Kralı Philip kuvvetlerinin saldırısına uğrar. Bizans Kralı o gece gökte gördüğü parlak hilali bir işaret kabul eder ve Bizans kuvvetleri surların altından tüneller kazıp karşı saldırıya geçerek şehri kurtarırlar.
Bu kurtuluş günü Ay Tanrıçası Diana'ya adanır. Ve hilal resmi sembol olarak kabul edilir. Bizanslılar Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra bu gün, 'Bakire Meryem' gününe dönüşür. 1453 yılında İstanbul'u alan Osmanlı Türkleri de şehrin orijinal kültürüne dokunmaz ve zarar vermezler, şehrin sembolü olan hilal şeklindeki ay figürünü de kullanmaya devam ederler.
Diğer görüşe göre ise ay-yıldız motifinin ne Bizans'la ne de Tanrıçasıyla bir alakası vardır. İnsanlar var oldukları günden beri geceleri gökyüzünde gördükleri Ay ve yıldızları kutsal saymışlardır. Ay-yıldız figürü çok eski çağlardan beri Orta Asya kültürlerinde vardır. Zamanın şamanist, semavi dinlerinde gökyüzü, Güneş ve Ay önemli Tanrılardı. Bu şekiller o devirlerden kalma bütün Orta Asya kalıntılarında görülür. Gerçi benzer şekillere Mezopotamya kültürlerinin kalıntılarında da rastlanır ama bunların Osmanlıların ay-yıldızı benimsemeleriyle alakaları yoktur.
Bir kısım tarihçiler kırmızı bayrak ve ay-yıldızın ilk olarak Osman Beye onu uçbeyi olarak atayan Selçuk hükümdarı Gıyaseddin Üçüncü Keyhüsrev tarafından verildiğini söylüyorlar. Osmanlılarda bu bayrak başlardan beri Orhan Beyin kumandasındaki birliklerde görülüyor. Ancak Osmanlılar ulusal, ticari ve Mekke ziyaretleri için farklı farklı bayraklar kullanıyorlar. III. Selim'in yaptığı askeri ıslahat sırasında sancak ve bayraklar da yeniden ele alınıyor, donanma bayraklarının rengi kırmızı oluyor, hilal sekiz köşeli yıldızla birlikte kullanılmaya başlanıyor. Abdülmecit zamanında da sekiz köşeli yıldız beş köşeli hale getiriliyor.
Osmanlıların ay-yıldızı kabul etmeleri ile ilgili iki de rivayet vardır. Birincisinde Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Bey rüyasında göğsünden çıkan bir hilalle yıldızın gittikçe büyüyerek tüm dünyayı kapladığını görür ve ay-yıldızı hanedanı için bir amblem olarak kullanmaya karar verir.
İkinci ve daha çok bilinen rivayete göre ise kırmızı bayrak ve ay-yıldız motifi, II.Murat zamanında, 1448 yılında haçlılara karşı yapılan Kosova savaşı sırasında şehitlerin kanları üzerine gökteki Ay'ın ve yıldızın görüntülerinin düşmesiyle oluşmuştur.
Ay-yıldız küçük farklarla Azerbeycan, Tunus, Cezayir, Kuzey Kıbrıs TC, Moritanya, Pakistan, Türkmenistan, Malezya gibi bir kısım Müslüman ülkelerin bayraklarında bulunur. Aslında Osmanlılar yüzyıllar boyu egemen oldukları topraklara ay-yıldızı başta cami ve binalardaki süslemeler olmak üzere sanat yoluyla, kültürel olarak taşımışlardır. Ne var ki yukarıda belirtilen ülkelerin çoğu hiçbir zaman Osmanlı toprakları içinde yer almamışlardır. Onları bayraklarına ay-yıldız koymak için etkileyen şey İslamiyet veya Osmanlı'dan ziyade bağımsızlık savaşlarına örnek olan genç Türkiye Cumhuriyeti'dir
__________________